7 Ağustos 2013 Çarşamba

"..."

Elini göğsünün üzerine koydu ve şöyle devam etti;
Sanki dedi bak tam şuramda sol yanımda eksik bir şey var. Bu kadarla da kalmıyor o eksiklik bütün ruhuma doluyor. Ne yapsam eksilmiyor ne yapsam dolmuyor.

Nazan Bekiroğlu / Lâ

29 Temmuz 2013 Pazartesi

"..."


Coşkuyla konuşurken duraklıyordu bazen. Dikkati dağılıyordu belli ki, içinde hiç durmaksızın ağlayan küçük çocuktan. Sanki hep geç kalıyordu bir şeylere, sanki hep acelesi vardı

Ve alnının tam ortasında farkında olmadığı bir kurşun deliği…

Gökhan Özcan/ Serçe Parmağı

28 Mart 2013 Perşembe

Sağ Kalan


Sağ Kalan

 

Değişir mi insan? Zaman insanı değiştirebilir mi?

Değiştirir elbet. Sen de değişirsin. Kilo alırsın mesela ya da kırışmaya başlar tenin. Gözlerinin altında torbalar oluşur.

Yıllar önce ayrıldığın bir dostla yıllar sonra tekrar karşılaşınca fark edersin o büyük değişimi. O sana tuhaf, yabansı bir şekilde bakar, sen de ona... Eski zamanlardan kalma bir şeyler ararsınız aranızda.

 “Değişmiş miyim” dersiniz ürkek, titrek

“Hayır, belki biraz”

“Peki ben, ben değişmiş miyim?”

“Değişmemişsin, hala aynı parıltıya sahip gözlerin”

Değişir insan. Önce fiziken değişir. Zamanın izleri yavaş yavaş belirir bedeninde. Ama öyle yavaştır ki,  bu değişimin farkına varmaz bile kişi. Ne zaman ki eski fotoğraflara değer gözleri ya da eski bir dosta rastlar, işte o an fark eder.

Fakat insanın ruhu dün neyse, bugün de odur. Belki yaşam tecrübeleriyle törpülenir bazı karakter özellikleri ya da yaşadığı ekstrem olaylar karakterinin farklı sapaklara, farklı dönemeçlere girmesine neden olabilir ama kesinlikle bambaşka bir değişim yaşamaz. Yani aslında iyi bir ruha sahipken, bir hırsıza bile dönüşmüş olsa, imkân bulduğunda ruhundaki ışık küçük bir aralıktan sızar, sızabilir. Yani yedisinde neyse yetmişinde odur insan bir eksik ve yahut bir fazla.

Değişir insan elbet, ruhu ve gözleri hariç. Belki bu da büyük bir kandırmaca. Değişen onca şeye rağmen bir şeylerin değişmediğini düşünme ihtiyacından doğan.

Olsun, varsın öyle olsun.  Eğer vücudumuzda ruhumuzdan bir parça iz taşıyan bir organımız varsa o da gözlerimiz olmalı. Öyle olduğundan değil de, öyle olmasını isteyişimden.

Şairin dediği gibi hani:

 
“Bir şey kalmaz, yalınız,
Kalır maziden gözler.
Ölür de her yanımız,
Sağ kalır, neden gözler?”N.F
 
Sümeyye.
 

 

 

 

 

 

 

27 Mart 2013 Çarşamba

On iki yıllık kahve-

 On iki yıldır beklenen bir kahvenin insana verdiği lezzet ve mutluluk nasıl olur?
Bunu bir tek o kahveyi yapmayı ve içmeyi bekleyen bilir...
Şükürler olsun Rabbime ki onca yanlış hallerimize rağmen gönlümüzün muradını bize nasib ediyor....



Ve devam ediyor yaşam serüvenimiz bir şehirden başka bir şehre doğru. Taşınmaktı yerleşmekti derken epey bir süre bloga ara verdim kabul ediyorum. Ama yeni bir ev yeni bir şehir ancak diyorum :)





10 Ocak 2013 Perşembe

Sana bir boyun atkısı gerek çünkü KIŞ geldi / Turgut Uyar

 


 
Sana bir boyun atkısı gerek. Çünkü kış geldi.
Ve sular bir uzun geçmişe hazırlanır. Nerdeyse.
Bir çocuk ölür. Bir kadın hastalanır. Odalar
bulutlanır.
Su içmekten. Uzak. Bir köfte kokusundan
İnsan
uzak
bir memleket havasından.
Belli belirsiz bir şeylerden utanır.
Yapışkan ve dayanıksız bir vidanın eşliğinde
Gece.
Hatırlarız bir günlerde üşümediklerimizi.
Üşümeyeceklerimizi.

Kimilerine bir şarkı gibi gelir bütün bunlar. Oysa.
Bir kez daha söylüyorum üstümüze yağanları.
Uzuneski.
Olumsuz. Güneşe aykırı.
Haziran mintanları. Kopkoyu kent garları.
Alınıp götürülenler. Yerlerine konanlar.
Anladığımız ve.
Şaştığımız kalabalıklar. Bir korku
aşka benzer yalınlığı. Bir korku.
Kuduz korkusu gibi sudan.
Bir korku.
Semercilerin. Bakırcıların. Nalbantların. Arzuhalcilerin.
Kantarcıların ve demircilerin ve çilingirlerin.
Parmakçıların dinsizlik korkusu. Takunyecilerin.
Bir odada kalanların ölüm korkusu.
Bileycilerin, bezzazların ve ölü yıkayıcıların.
Ve pazarcıların. Gökyüzü korkusu.
Bütün garipliğiyle esnaf çarşılarının
ve uygunluğuyla ve yenilmişliğiyle
bir sancı gibi dolanır içimizi.

Yarı aç yarı tok dolaştığımız bir Ankara'da
Bir haşhaş gibi sanki. Bir acı su.
Bir yağmur cömertliğiyle Anadolu'dan
dolaşır içimizi.
Onların akşamları.

Yaralı olmak
yerinde olmamak
uzun gecikmesi son kesinliğin
bir sabah biliyoruz elbet neyi bölüştüğümüzü
göz göze
bakışınca. Biliyoruz
neyi bölüştüğümüzü.
Konuşmasak da.

Şimdi tutalım bu diriliği artık. Zamanıdır.
Zamanıdır. Neredeyse kar başlar. Küçük kuşlar ölür.
Semerciler ve dilsizler ölür.
Seninle ben kalırız. Yeni bir yaşamaya.
Gökler ve kentler ufalır. Seninle ben kalırız.
O şarkı sanılanlar bir kavga halini alır.
Neredeyse kar başlar.
Birini düşünür gibi oluruz. Biliyorum
Ellerin de üşür. Biliyorum ama
Isıtabilirsin onları. O ateşte.
Hazırsın da. Biliyorum. Ama
sana bir boyun atkısı gerek. Kış geldi.
 
 
 

6 Ocak 2013 Pazar

Kutsal Yenilgi

turgut uyar


(...)

kutsal yenilgi! şimdiki.
o’na bağımsızlığını hatırlatıyorsun şimdi
her şeye yeniden başlamanın
kanattıkça.

Düşüş.

  Küçücük bir çocuk avmde onlarca insanın içinde intihar etti bugün. Küçücüktü daha. Kimse yetişip tutamadı ellerinden. Tutup yaşamaya, so...