Ne isterdi bir kadın hayattan? Ya da bir erkek?
Eski bir film gibi bu soru, siyah beyaz, sessiz, kelimesiz.
İnsan, kadın ya da erkek hiç fark etmez, yalnızca anlaşılmak ister.Budur onca karmaşık gibi görünen kadının dahi hayattan tek isteği.Lisanınızın aynı olmasına da gerek yok sadece anlamak ister bakışlarla dinlenmek, bir insanı üzerindeki yalnızlık zırhını çıkarmaya ikna edebilir.
Önceleri, çok önceleri, hayat tecrübem bugünkünün çok daha azıyken, o zamanlar farklı düşünürdüm. İnsanları kendimce gruplandırır, bazılarını kendi yanlışlarıyla asar, keser, bağışlanılmaz olarak görürdüm.
Oysa şimdi ne çok değişti düşüncem, hayatın yalnızca gün ışığı giren bir ev olmadığını öğrendim. Hayatta bodrum katlarıda vardı, gün ışığı girmeyen bol bol yağmur sızan evler.
Bir kadının en kırılgan anı diye birşey yok. Kadınlar doğuştan yatkın kırılganlığa. Tek bir söz, tek bir cümle belki tek bir bakış kafi, sonsuz bir kırgınlığa.
Kırgınlıklar sanki hiç yok olmuyor kimin olduğu bilinmeyen büyük bir sandıkta sizin adınıza birikitiriliyor, birikenler ağırlaşıp, grileşiyor.
.
Ve o kasvetli grilik kendi yollarını tıkıyıp, başka, ağrılı, kanamalı yolların kapılarını aralıyor.
Niye hayatta insan en çok sevdiklerini acıtıyor?
Sümeyye.
http://fizy.com/#s/3bofi5
21 Kasım 2012 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Düşüş.
Küçücük bir çocuk avmde onlarca insanın içinde intihar etti bugün. Küçücüktü daha. Kimse yetişip tutamadı ellerinden. Tutup yaşamaya, so...
-
Sana bir boyun atkısı gerek. Çünkü kış geldi. Ve sular bir uzun geçmişe hazırlanır. Nerdeyse. Bir çocuk ölür. Bir k...
-
“sonra içime ve hatta dışıma kapandım. küsmek gibi bir şey. bir çeşit gölge fesleğeni. bir çeşit olmayan hayat. zaten hiçbir şeyi karar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hadi paylaş fikirlerini benimle :)